Kayıtlar

Öykü Deniz Karabulut

KONU Hatice (19), muhafazakar bir yapısı olan ailesine yalan söyleyerek okuldan bir arkadaşının bardaki doğum gününe gider. Halihazırda muhafazakar yaşam biçimini yaşamaya zorlanan Hatice bunu istemediğine arkadaşı Esin’den etkilenmesi üzerine karar verir. Geç saatte gelip ailesini uyandırır, söylediği yalanı anlatır ve ailesiyle yüzleşir. Ailesi Hatice’ye istediği hayatı yaşamasına izin vermeyeceklerini söyleyip ona zarar verdikten sonra Hatice gizlice evi terk eder.     HİKAYE Boğaziçi Üniversitesi’nde okuyan 19 yaşındaki Hatice, muhafazakar bir ailenin en büyük çocuğudur. Özellikle annesi Hatice’ye, ergenliğe girdiğinden beri baskı yapmaktadır. Zeytinburnu’nda yaşayan bu ailenin babası, ailesiyle çok fazla ilgilenmemektedir ve eşinin çocuklarına yaptığı baskıyı her zaman görmezden gelmiştir. Hatice, muhafazakar bir yaşam biçimini benimsemek zorunda kalmıştır. Ancak mutlu hissedemediğini ve bu yaşam biçimiyle yaşamak istemediğini kendine bile itiraf etmekte zorlanmakta...

ANTİK MISIR TARİHİNİN EN GÜÇLÜ KADINLARINDAN BİRİ OLAN NEFERTİTİ İLE İLGİLİ 9 İNANILMAZ BİLGİ

Resim
  Tarihin siyasi açıdan en güçlü kadınlarından biri olan ve ölümüyle ilgili sır perdesinin hala aralanamadığı güzel Mısır kraliçesi Nefertiti’yi sizin için araştırdık… 1-      1-  Mısır’ın en güçlü kadınlarından biri olduğu, eşi Akheneton ile neredeyse aynı siyasal haklara sahip olmasından belliydi. Yani, Akheneton’un yapabildiği birçok şeyi Nefertiti de yapabiliyordu. Ancak bu durumdan halk ve din adamları hiç memnun değildi çünkü bir kadının kendilerine hükmetmesi onlara göre bir saçmalıktan ibaretti. 2-      2-  Nefertiti’nin ismi “Güzellik geliyor” anlamına gelir. 3-      3-  MÖ 14. Yüzyılda yaşamış olan Nefertiti, çok sevdiği eşini ve 6 çocuğunu, dönemlerinde saraya yayılan salgın bir hastalıktan kaybetti. 4-      4-  Ünlü Mısırlı heykeltıraş Tutmose tarafından yapılan Nefertiti büstü, 1912 yılında Alman arkeolog Ludvig Brochardt tarafından bulunuyor Almanya’ya kaçırılıyor. Günümüzde büstün...

İZLERKEN İNSANIN İÇİNİ TİTRETEN BİR BELGESEL: BENİM ÇOCUĞUM

Resim
           “Benim Çocuğum ” belgeselini izlemeyen var mı? Umarım bu yazıyı okuduktan sonra tüm okurlarımız bu eşsiz ve öğretici belgeseli izleyerek, bambaşka bir bakış açısına sahip olabilirler.         Önce belgeselimizle ilgili birkaç bilgi verelim: 2013 yapımı bir Türk belgeseli olan “Benim Çocuğum”un yönetmenliğini Can Candan üstlenmiştir. Türkiye’deki LGBTİ+ bireylerinin ebeveynlerin, çocuklarını doğdukları gibi kabul etme sürecini, ve kabul etmenin onları mutluluğa götürdüğünü anlatan “Benim Çocuğum”, LİSTAG örgütündeki aileler ile röportajlardan oluşmaktadır.    Aileler, çocuklarının  LGBTİ+ bireyi olduklarını, ilk önce maalesef bulundukları haldeki rahatsızlıklarıyla, mutsuzluklarıyla anlamaya başlıyor. İlk adım: Şüphe.    Ailelerin “Yoksa? Olabilir mi? Yok canım benim kızım/oğlum öyle olamaz.” Aşamasına gelmesinin ardından, bu sefer çocuklardan bir adım geliyor: Açılma.    Bazı ç...

Why is the Notion of Family So Important for Nation States?

Resim
        “Family is the building block of society.” I am sure that these words are really familiar for you. So who is the concept of family important for? Each country has an ideal family structure, and accordingly these countries have family policies.    We are in a period where states closely follow the private issues of families and poke their noses in to these issues, so to speak. Governments began to interfere with families about   from how many children they will have to what method of birth they will use. The important thing is what they do it for.     Economy has become the most important thing for our lives. Such that, it is important for not only our lives, but also nation states’ policies. As it is said above, nation states interfere with families about their parenthood and sexuality. The reason for this is not for the benefit of societies as it is supposed, but for contributing to the economy of the states.  ...

What is Gender and How is It Produced?

Resim
    Gender inequalities surround us nowadays.   While 474 women killed, and at least 166 women were raped by men in Turkey, only in 2019, we have to discuss gender and   negative discrimination against women in our society. Firstly, let’s emphasize the difference between sex and gender.   While sex refers to biological presence in our lives, gender is completely different. Gender is a structure that was built by the society. Gender does not refer to biological sex , in contrast, it is a social issue. Society constrains people to have or choose a gender and to act like this gender . This begins in the family.    How babies learn things that are around? At this point, imitation is the first step for babies. Babies copy their parents or people who are around. In addition, two concepts become important at this point: significant other and generalized other. Significant other can be carers like parents. Children copy their parents’ behaviors and they...

MÜZİĞİYLE DİNLEYENLERİ BÜYÜLEYEN ORPHEUS’UN HİKAYESİ

Resim
  Sevdiğiniz birini kaybetmenin acısı yüreğinizde derin ve geçmeyecek yaralar bırakır. Hüzün kalbinize bir sis bulutu gibi çöker, en kuytu köşelerinize kadar ulaşır. Peki ya bu acıdan kurtulmak, o kişiyi geri getirmek mümkün olsaydı? Antik Yunanistan’ın en ünlü ve en yetenekli müzisyeni Orpheus ’la tanışmış mıydınız? Lirinin sesini duyanları hayrete düşüren, vahşi hayvanları ehlileştiren ve hatta denizin hırçın dalgalarını bile yatıştırarak çarşaf gibi bir hale büründüren müziğiyle ünlüdür o. Orpheus , dünyalar kadar sevdiği eşi Eurydice ile Yunanistan’da mutlu bir hayat sürerken, başlarına gelen talihsiz olaylar, Orpheus ’u dünyadaki en hüzünlü adama dönüştürür. Bir gün, Orpheus ’un güzeller güzeli eşi Eurydice ’yi bir yılan sokar ve kısa bir süre sonra hayatını kaybeder. Eurydice’nin bu zamansız ölümü, Orpheus’un kalbine bir mızrak gibi saplanır. O yetenekli müzisyen, hüznünü liriyle, müziğiyle doğaya ve insanlara yansıtmaya başlar. Orpheus en sonunda dayanamaz, o biric...

Okumamanın Eksikliğini Yaşatacak Bir Kitap Kendine Ait Bir Oda

Resim
Bu günlerde maalesef kadın a şiddet hat safhada. Daha yeni, bir kadın cinayeti haberiyle daha kalplerimize bıçak saplanmışken, feminizm in önemini daha çok anlamamız gerekir. Hal böyleyken, ünlü feminist yazar Virginia Woolf’un “Kendine Ait Bir Oda” adlı, kendi fikirlerini anlattığı o önemli eseri incelemenin uygun olabileceğini düşündük. Kitaptan bir alıntıyla başlamak istiyorum: “Kurmacada(dönemin romanlarında) krallar ve fatihlerin hayatını yöneten, gerçekteyse ailesinin parmağına zorla yüzüğünü taktırdığı bir oğlanın kölesi.” Kadın ın tanımı buydu o zamanlar. Şu zamanlarda ise, belli kesimlerce hala aynı durumun geçerli olduğunu, “eski eş” cinayetlerinin ülkemizde acı bir şekilde yaygın oluşuyla anlıyoruz. Virginia Woolf da, döneminin hatta bir önceki yüzyılın yazarlarının, kadın ları realistçe yazmadıklarını çeşitli romanlardan örnek vererek açıklamış, hatta önemli isimlerin kadınlar hakkındaki yorumlarını alıntılayarak 1929 yılında kadın ın hor görülmeye yüzyıllardır devam e...